Anlamlı Yazılar
Küçükken düşünce acıyordu, şimdi düşününce.
Pahalı parfümleri bir kenara bırakın insan güven kokmalı.
Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan daha iyidir.
Aşk, biri gelip ona anlam yükleyene dek sadece bir kelimedir.
Yaşadığım falan yok, sadece ölmezden geliyorum.
Varsa bir hatam tekrar yaparım. Yanlış kişiye doğru yapılmaz!
Allah nasip ettirmeyeceği şeyi hayal ettirmezmiş.
Kolunu ısırıp saat yapıp bu saatten sonra benimsin diyesim var.
Sevdiklerinize gül verin. Gülünüz yoksa gülüverin.
Aslında Türkçe’m çok iyidir. Ama bazen anlamıyorum seni. ‘Git’ ne demek?
Yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsen de bir, gelmesen de.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
Oysa ben sana İstanbul derdim. Onun kadar derin ve yalnız sevdim.
Eğer kararından pişman olursan ya da işler zorlaşırsa, koşarak geri gelebilirsin.
Belki yağmura da gerek kalmazdı, insanlar bu kadar kirli olmasaydı.
Bir kadının kaderi; sevdiği adamın ihanetiyle, sevmediği adamın sadakatı arasında…
Alçak gönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, en yüksek düşüncelerdir.
Önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin; basamak dersen, bir basamak yükselirsin.
Bakmayın etrafımda çok insan dolandığına; sırılsıklam yalnızım aslında.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Bazen en sıradan şeyler bile, doğru kişi ile birlikte yapıldığında sıradışı olur.
Hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek sadece beynini kullanabilen insanlara özgüdür.
Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir.
Kime ne emanet ettiysek, ya kırdı, ya da kaybetti. Anladım ki emanete en güzel bakan ALLAH idi.
İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan, büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?
Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.
Seni bana sevdiren, elbette gönlüme de bir yol çizecektir. Yani demem o ki; takdiri ilahi.
Ayağın taşa takıldığında “Allah kahretsin” bile dememelisin, dua etmelisin ki taşa takılan bir ayağın var.
Ertelemek yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevindiysen söyle, özlediysen arkasından koş.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
Aynada gördüğüm yüzün, dudağı gam gözleri hüzün. Ben geceye hapsolmuşum, adı var kendi yok gündüzün.
Tembelliğin tadını bir kez aldınız mı ne kadar uğraşırsanız uğraşın sonsuza dek bırakamazsınız. A. Kubin, The Other Side
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş, sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış. Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
Güven konusundaki felsefem şu; bir insanın iki yüzünü görmektense, hiç yüzünü görmemeyi tercih ederim.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin!
Uyanmak istemiyorsan berbat bir hayatın vardır. İşim ilginç yanı uyuyamıyorsan da berbat bir hayatın vardır.
Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey değ meyen lere yüreğimin değmiş olmasıdır.
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim, yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
Ne güzel adamlar var. Seven, özleyen, bekleyen, şiir yazan, vazgeçmeyen, aşık olabilen. Ve bir de kadınlar var, böylesi adamlara hiç denk gelmeyen.
Kadınlar sözleriyle değil, gözleriyle konuşur aslında. Bu yüzden onları anlamak için dinlemek yetmez, izlemek gerek yalnızca.
Bir kadın pardon, anlamadım? Diyorsa bu, söylediğin şeyi anlamadığı anlamına gelmez; sana değiştirmen için ikinci bir şans veriyordur.
Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin, o nehir asla durmaz. Grange
