Facebook Sözleri

Aşağıda, çeşitli kaynaklardan yıllar boyunca toplanan ilham verici ve bilge Facebook Sözleri koleksiyonumuzu bulacaksınız.

Gönderim  715 Görüntüleme Güncelleme 3 yıl önce
Facebook Sözleri

Facebook Sözleri

Unutma, bu hayatta herkes birbirinin fragmanıdır. Sen birisine ne yaşatırsan aynısını bir başkası bir gün sana yaşatacaktır..


Her kadın saçma sapan bir adam sevmeden olgunlaşmaz. Muhakkak en güzel duygularını, en ruhsuz adamlar öldürür.


Bir gün oğlum olursa ona ilk öğreteceğim şey, gönül almak için uğraşmanın erkeklik gururundan hiçbir şey götürmeyeceğidir.


Seviyorsan uğraşacaksın, konuşacaksın gurur kimseyi mutlu etmez.


Eğer iyi bir kalbin varsa: çok yardımseversin, çok güvenirsin, çok cömertsin, çok seversin, ve çok acı çekersin.


Şüphe duyduğun her şeyin doğruluk payı vardır.


Bir erkeğin bu dünyada yapacağı en büyük iyilik, mutsuz bir kadını sevmektir.


Rahat olmak lazım, fakat duyarsız değil. Açık sözlü olmak lazım, fakat edepsiz değil.


“Bilerek yapmamıştır, bilse beni üzmez.” dediğim herkes, her şeyi bilerek yapmış meğer.


Gönlü yarda olanın gözü yerde olur.


Allah ağladığın kadar güldürsün seni..


İnsan uyuduğu yere değil, yanında uyumak isteği kişi aittir.


Fark ettim de, seninle konuşmayınca çok yalnız hissediyormuşum.


Benim sensizliğim ne zaman biter ki..


O küçük ellerinde bütün mutluluğum gizli.


Bir pazar sabahı yanımda uyanmalısın.


Bu saatlerde sevdiğimizin kollarında, koynunda olmalıydık.


Güzel hatalarımla ne güzel hatıralarım var benim.


Liman yandı, gemi de battı. İkisinin de birbirinden haberi olmadı.


Minyon hatunlar bu dünyanın en güzel varlıkları bence.


Yuvasını seven bi kadının tahammül edemiyeceği zorluk yoktur.


İçimde birileri sürekli Sezen Aksu şarkıları söylüyor.


Çanta diye koluma takmayacağım tipleri dost sanıp yanımda taşımışım. Sahte dostluklarınız bi zaman sonra error veriyor, çekilebilirsiniz.


Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel cevap sana değer cümlesidir.


Ne diyordu şair; yıkıldı yolunu bekleyen şehir, şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.


İlk güvendiğimsin sen benim, ilk aldanışım, ilk üzüntüm. Beni ilk öldürensin.


Ne kadar yaralandığımı bildiğin halde elini uzatmadın sen.


Umut edecek yüzüm de, gücüm de kalmadı.


”Öyle biri değil” diye başladığım cümlelerden utanıyorum.


Sımsıkı sarılalım, aramızdan rüzgar bile geçmesin.


Sen benim en güzel iyikilerimsin.


Her şeyi zamana bırakmaktan yoruldum. Gidip birilerini dövmek, birilerinin yüzüne tükürmek birilerine sımsıkı sarılmak istiyorum.


Anlaşılmak. Dünyanın en huzurlu hali.


Bedelini ödediğim sürece, yaptığım hatalar hiç kimseyi ilgilendirmez.


Güzel insanlar güzel hayaller kurdurur.


Gülmesi hoşuna gidiyorsa ağlatmayacaksın.


Neredesin, nasılsın, neler yapıyorsun bilmiyorum ama ara sıra seni rüyamda görüyorum.


Bazı şeyler çabuk biter. Sigara, çay, uyku, sevdiğin şarkı, hep çabuk biter. Hızlı yaşarsan ömür, çok seversen aşk çabuk biter.


Senden nefret etmiyorum ama bir gün benim elimde bir bardak su varken; sen yanarsan, o suyu içerim.


Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.


Hayatta tek şeye inanırım: Seni aramıyor, seni sormuyorsa; Seni sevmiyordur.


Birini sevmek için nedenin yoksa, onu gerçekten seviyorsundur.


Gerçek yüzlerini görüp de uzaklaştığım insanlardan hep aynı şeyi duyuyorum; ”Sen değiştin.”


Söylenecek söz kalmadığında, dudaktan dökülen tek sözdür; Hayırlısı.


Aklının ucuna oturup kendimi bekledim; gelmedim, gelmedim, gelmedim.


Yaptığım herşeyin çok basit bir açıklaması var; Canım öyle istiyor.


Kimseyi size soğuk davranınca gözleriniz dolacak kadar önemsemeyin..


Sarılmak için yürek gerekir.. Kollar sonraki iş.


Eğer sevgi gerçekse ve iki insan beraber olmak istiyorsa hiçbir şey onları ayıramaz.


Hayat kısa.. Kuralları yık, kolay affet, yavaşça öp, kalpten sev ve; Yüzünü güldürmeyi başaran hiçbir şeye sırtını dönme.


Geçmişimi yargılama, ben artık orada yaşamıyorum.


Senin sessizliğini anlamayan, muhtemelen senin sözlerini de anlamaz.


Sonsuza kadar konuşabileceğimizi hissettiğimiz insanlar, en güzelleri.


Zamanla hiçbir şey değişmiyor. Sadece hissetmemeye başlıyorsun.


Boşverdiğin kadar huzurlu, takmadığın kadar mutlusun..


Birileri için değişecek halim yok, herkesi memnun edemem.


Bazı hayaller gerçek olmayı çok fazla hak ediyor.


Bir şeyin imkansızlık derecesiyle, onu isteme şiddetim tamamen doğru orantılı.


Kahverengi gözleri olan biri nasıl olur da gökyüzü gibi bakar?


“Unuttun mu” diye sorduğunuzda, “kimi” demek yerine” “unuttum” diyorsa, muhtemelen canı epey yanıyordu.


Ne kadar yaralandığımı bildiğin halde elini uzatmadın sen.


Gözlerinden ayırmıyordum gözlerimi. Başka bir yere bakarsam canım yanacakmış gibi geliyordu.


Mesele sevmek değil, kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek, kırmadan, dökmeden, yormadan, acıtmadan.


Yorgunum, saçlarımla oynayıp beni uyutur musun?


Yakın sigaraları, olmayınca olmuyor.


Velhasıl kelam uğruna gemi yakacak insan kalmadı.


Bir kadın, sevildiğini hissettiği an avuç içi kadar kalbinde kocaman masum bir mutluluk taşır.


Oturdum, tükenişimi izliyorum.


Hep böyle misindir? Birgün aşık, diğer gün kalpsiz gibi. Hep böyle dengesiz misindir sen?


Ve bir gün hiç olmadık bir yerde hiç olmadık bir zamanda ben aklına geleceğim, önce biraz tebessüm edip sonra pişman olduğunu fark edeceksin.


Senden başka birisi nasıl sevilir bilmiyorum.


Benim gücüm bitmek üzere. Bir şeyler için çabalamayı, üzülmeyi, yıpranmayı bırakacağım çok az kaldı.


Kafamı boynuna yaslayıp, deli gibi sarılmak istiyorum be.


Helal olsun! Tuttuğu eli bir ömür bırakmayana..


Güvenmiyorum, iyi niyetiniz bile kötü.


Özlediğiniz kişinin size durduk yere mesaj attığı o muhteşem an.


Bak en zoru sevilmemek değil. En zoru sevilmediğini sonradan fark etmek.


Bir fotoğrafın var bende, baktıkça kalbimi okşuyormuşsun gibi hissediyorum. Bir insan böyle güzel, kusursuz olamaz. Seni seviyorum.


Ne kadar umudum varsa, hiç gelmeyecek birinin yoluna döktüm.


Canını yakan birini neden özler ki insan?


Dokunmadan sevmenin mümkün olduğunu sende öğrendim ben. O kadar mesafeye rağmen kemiklerini kıra kıra sarıldım sana.


Sorun şu ki artık kafamı yastığa koyduğumda hayalini kurabileceğim bir şey kalmadı.


Bi hıçkırarak ağlamak çok kötüdür, bir de ağlayamayacak kadar acıya alışmış olmak.


Hangi kadın söz dinlemez ki? Erkek adam olduktan sonra.


Hala senin için bir şeyler yapıyorum. Sabrediyorum mesela.


Ve sen sevdiğim, özlenesi şeylerin en güzeli.


Velhasıl kelam tükenmekten de tükendik.


Teoman ne güzel söylemiş; Utanırım sana gel demeye, ben çağırmasam ama sen yine de gelsen?


Ne zaman görsem seni, çok özlemişim diyorum içimden


Ben şimdi sana kalkıp gelsem, intihar derler.


Kadın kıskanıyorsa bencilliğinden değil sevdiğinden, ağlıyorsa kızdığından değil kırıldığından.


Her şeyden vazgeçtim. Umudum da kalmadı.


Güçlü olmayı ben seçmedim, sürekli güçlü olmak zorunda bırakıldım. İşte tam bu yüzden şimdiki iplemez tavrım kimseyi gücendirmesin.


Hiç kavuşamayacağız değil mi?


Ne hoşçakal dedi ne de elveda, yabancılar gibi bırakıp gitti.


Herkesin en yakın arkadaşına bile anlatamadığı dertleri vardır.


Ne güzel demiş Sıla; “Defalarca neşter vurulan, sonra geçti deyip sarılan, ama hala kanayan yara bende.”


Bir kız için, tüm kızları silebilmektir adamlık.


Yaşım ilerledikçe, insanların ne dediklerine daha az dikkat eder oldum, yalnızca ne yaptıklarını izliyorum.


İlk başta herkes iyidir. İnsanların ilk söylediklerine değil son yaptıklarına bakacaksın.


Şöyle bir alıntı okudum çok beğendim; “Ve insanlar, tercihleri ile kaderlerini imzalarlar.”


Ben, beni yoran insandan uzaklaşırım. Benim canım sizin saçmalıklarınızdan daha kıymetli.


Fesleğen bile dokunmadığın sürece kokusunu yaymıyor etrafına. Sevdiklerinizin yüreğine dokunun.


Gram keyfim yok. İşin kötü yanı keyfimi yerine getirecek bir şey de yok, saçma sapan bir boşluktayım.


Bana ne iyi gelir diye oturdum saatlerce düşündüm, yüzün gözümün önünden bir saniye gitmedi.


Her şeyi affedebilirim ama vazgeçmeye mecbur bırakılışımı affedemiyorum.


Bir noktadan sonra kendini açıklama ihtiyacın azalıyor. Öyle mi anladın, iyi tamam o zaman.


Karşındaki insanın seni neyin kıracağını bildiği halde onu yapıyor oluşunun adı hata değil, yanlış hiç değil. Düpedüz gözden çıkarmak.


Bir yerde okumuştum; Sana duvar ördüysem tuğlasını sen verdin.” diye. Bu cümle hayatımı şekillendirmeye yetti.


Aşık Veysel ne güzel demiş; Şu geniş dünyaya sığmayan gönül bir odaya kapandı kaldı!..


Tepkiniz?

0
ÇOK KOMİK
0
SEVDİM
0
SADE
0
VAY CANINA
0
KOMİK
0
KÖTÜ!
0
BERBAT
0
MÜKEMMEL!
0
KIZDIM