John Updike Alıntılar
Sanat, altınla kaplanan bebek ayakkabılarına benzer; artık giyilemez hale gelir.
Yağmur bir lütuftur; gökyüzünün yeryüzüne inmesidir; yağmur olmadan yaşam da olmazdı.
En çok aşık olduğumuzda hayatta hissederiz.
Sağlıklı bir yetişkin erkek, her yıl başkalarının sabrından kendi ağırlığının bir buçuk katı kadar tüketir.
Sanatın sunduğu şey, ruhun nefes alması için bir alan yaratmaktır.
Amerika, sizi mutlu etmek için kurulmuş büyük bir komplodur.
Hayaller gerçeğe dönüşür; aksi halde doğa bize onları görmeyi neden ilham etsin?
Her evlilik genelde bir aristokrat ve bir köylüden oluşur. Bir öğretmen ve bir öğrenci.
Doğduğumuz andan itibaren hepimiz casusuz; utanç verici olan bu değil, keşfedilecek sırların azlığı ve önemsizliğidir.
Lider, delilik ya da iyilikle halkın acısını kendi üzerine alan kişidir. Böylesine az adam vardır; bu nedenle liderlik dünyada bu kadar düzensizdir.
İyi bir son, okuduğumuz hikayeye bir törenle veda eder ve geçmişe bir anlam ışığı tutar. Zayıf bir başlangıç unutulabilir, ancak bir hikayenin sonu, okuyucunun zihninde bir devin ayağı gibi büyük yer eder.
Sonuncusu hariç her anı atlatırız.
Şöhret, yüzü yiyen bir maskedir.
İlham, teslim edilecek bir malzeme paketi gibi gelir.
Masanızda oturduğunuzda, eğer şanslıysanız, başka biri ya da başka bir şey olma yetisi hissedersiniz; başka bir deriye sıçrama.
Yönümüzü her gün başkalarından alırız. Akıl sağlığı büyük ölçüde sosyal olmaktır.
Seks, para gibidir; yalnızca fazla olması yeterlidir.
Çıplak olmak, devrimci olmaya yaklaşır; yalınayak olmak ise sadece halktan biri olmaktır.
Yazmak sizi daha insancıl yapar.
İnsan olmak, arzularınız, hayalleriniz ve sosyal gerçeklikleriniz ile insanlığa karşı yükümlülükleriniz arasındaki bir gerilim durumunda olmaktır.
Kitapçılar yalnız kalelerdir, kaldırıma ışık saçarlar. Mahallelerini medenileştirirler.
Varoluşun kendisi korkunç hissettirmez; aksine bir tür vecd gibidir ve bunu deneyimlemek için yalnızca durup dinlemek gerekir.
Bir anlatı, duvarlarına bir dizi sahte kapı çizilmiş bir oda gibidir; anlatı içindeyken birçok çıkış seçeneği varmış gibi görünür, ancak yazar bizi doğru kapıya götürdüğünde, onun doğru olduğunu anlarız çünkü o kapı açılır.
Kitaplar olmadan, sadece hava dalgalarına karışır ve bir dizi titreşimden ibaret hale gelirdik.
Yazarlık, sıradan ve sıkıcı hayatları ilgi çekici hale getirme yolları bulmayı gerektirir.
Sinema, ruhani hayatım için kiliseden daha fazlasını yaptı. Şöhret, başarı ve güzellik hakkındaki fikirlerimin hepsi büyük ekrandan geliyor.
