Kemal Sunal Sözleri: Efsanevi Komedyenin Unutulmaz İfadelere İmza Attığı Anlar

Kemal Sunal, Türkiye'nin komedi geleneğine damga vuran bir oyuncuydu. Bu makalede, Kemal Sunal'ın unutulmaz sözlerini ve komik ifadelerini keşfedin. Onun filmlerinden ve hayatından ilham alarak, eğlenceli ve anlamlı anılarına dalmak için buradayız. Kemal Sunal'ın en ikonik ve güldürü dolu anlarını sizin için derledik. Gelin, bu eğlenceli yolculuğa birlikte çıkalım!

Gönderim  2,501 Görüntüleme Güncelleme 5 ay önce
Kemal Sunal Sözleri: Efsanevi Komedyenin Unutulmaz İfadelere İmza Attığı Anlar

Kemal Sunal Alıntılar

Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar.


Salıverin küçük enişteyi! 


Ben koşarken de seni seviyorum Hüsniye.


Parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği.


Ne demişler; iki gönül bir olunca damlaya damlaya göl olur


Türklüğü her baş her omuz her yürek kaldıramaz!


Ben de sevilmeyecek adam değilim, güzel adamım bir kere.


Ciddi hatta soğuk adamımdır. Öyle çok gülmeyi sevmem.


Suda dolanır bir peri. Seni düşünmekten kaldım bir kemik bir de deri.


Beni isterseniz dövün ama bırakın istediğim gibi güleyim.


Set, haşin, gaddar bilakis çok kibarım. İyi dans erdim, ısrar ederim. O kadar!


Bir insanın burnu patlıcan dolmasına benziyorsa o insandan korkacaksın.


Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar.


Fes başıma fes başıma püskülü ben olayım. Ah duvar başıma, başım duvara!


Hiçbir şey güzel olmayacak ama yaşıyorum ulan ben, bundan daha güzel şey mi var?


Sen böyle gülünce şuranda iki çukur oluyor ya, ölünce beni oraya gömsünler.


Bu ülkenin bütün süpürgelerini küreklerini getirseniz de bu sistemin pisliklerini temizlemekle bitiremeyiz.


Kemik yiyor bizin ihtiyar, dört nala gidiyor martılar. Hani nerde tutturanlar, 5’te kalıp fıttıranlar.


Aşk kalbimi yakan volkan gibidir, en sevdiğim tatlı kazandibidir. Leyla sev beni, sokma müşgüle, seninle kaşık atalım iki tabak keşküle.


Hırsızlık mı yapıyorum, rüşvet mi alıyorum, faizcilik mi yapıyorum, başkasının rızkını mı çalıyorum. efendi gibi Hüsniye’ye asılıyorum.


Çamaşırı küvetin içinde yıkıyordum. Arka apartman boşluğunda zıplayarak asıyordum. Bazen gülüyor, bazen kızıyordum. Çamaşır ipini Kemal’e bağlatmıştım. Tabii O’da kendi boyuna göre ayarlamıştı.


Ben bir balon değilim. Öyle çıkanlar var ve ayakta kalmak için her gün TV’de görünmek zorundalar. Ama benim böyle bir şeye ihtiyacım yok çünkü ben sırtımı halka dayamışım.


Şimdi ben buraya neden çıktım? Niçin çıktım? Nasıl çıktım? Bunu izaha gerek yok gördünüz, yürüdüm çıktım! Ama, çıkmamış da olabilirim. Çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. Görünen köy. Uzakta değildir


Ertem Abi ‘Sen şunu söyle, sen bunu söyle’ diye replikleri dağıttı, ama Kemal’e gelince laf bitti. ‘Oğlum sen de burada gülersin’ dedi ona… İşte bu laf çok önemlidir. Kemal orada güldü, bütün Türkiye güldü.


Duygulu ve hassas bir insanımdır. Başkalarının üzerinde bile durmayacağı olaylar, beni çok etkileyebilir. Bir çocuğun ağlamasına ya da bir kedinin açlığına, kısaca tüm canlıların çaresizliğine, umutsuzluğuna onlardan fazla üzülürüm. Doğal olan da bu. İnsanları güldürmek için, acılarına da ağlayabilmek gerek.


Türker İnanoğlu. Yazıhanesinde sohbet ediyoruz. Düşündüm de diyor, kaç yıldır bu piyasadayım. Kimsenin arkasından konuşmayan bir kişi tanıdım, Kemal. Saygılı, hatır bilir. Bir arkadaşımızı kaybettiğimiz zaman cenazede mutlaka o ve ben bulunurduk. İkimiz de önemserdik bu son görevi.


Tepkiniz?

1
ÇOK KOMİK
0
SEVDİM
0
SADE
1
VAY CANINA
0
KOMİK
0
KÖTÜ!
0
BERBAT
0
MÜKEMMEL!
0
KIZDIM