Sarah Vowell Alıntılar
Düzenleme yapmayı ve sadece ilginç kısımları bırakmayı severim.
Louis Armstrong’un olayı, kimsenin onu tam anlamıyla çözümleyememesidir. Bir süre onun hakkında fikir yürütebileceğimi düşündüm, ama yanıldım.
Daha genç insanlardan Conan veya The Daily Show izleyicileri bana ulaşıyor, ancak öncesinde beni daha çok kamu radyosundan tanıyan insanlar vardı. O insanlar biraz yaşlıydı.
Küba’yı özgürleştirmek için gidiyoruz, ama Küba hâlâ özgür değil; ilk antlaşma imzalandıktan sonra ne yapacağımızı pek düşünmüyoruz, ama hâlâ işgaldeyiz. Kaos, işkence ve sonunda bir isyan yaşanıyor.
Abraham Lincoln köleleri özgürleştirdi, Robert Lincoln güzel bir kayak evi satın aldı.
Kalıntılar, kutsal olana yakın bir şey olarak değer görür.
İzleyicilerim benden önce ölecek.
Geçen yaz bir gece, kafamdaki tüm katiller Massachusetts’te bir sahnede buluşup müzikallerden şarkılar söyledi.
Suikastçılar ve başkanlar aynı temel soruyu davet eder: Kendinizi kim sanıyorsunuz?
İsa, Lincoln, Musa ve Jefferson bazen çok uzak, inanılmaz ve ölü görünebilir.
Bir kez oyunculuk yaptım ve bu, küresel bir fenomen içinde yer aldı. Şanslıydım.
İkinci sınıfta Amerikan tarihini işlerken kayıp koloni hakkında bir şeyler öğrenmiştik. Ne olduğunu bilmiyoruz dediler, bu beni çıldırttı. Kayıp koloni beni deliye çevirdi.
Ne saklıyorsunuz? Bunu kimse sormaz.
Çoğu insan şiddet içeren tarihi ölümleri konuşmaktan hoşlanmaz.
Lincoln gibi, oy pusulasının kurşundan güçlü olduğuna inanmak isterim. Öte yandan, bunu söyleyen Lincoln, vurulmadan önceydi.
Büyük bir Nancy Drew hayranıydım. Nancy her şeyi çözer. Dava kapanır.
Lincoln’ü öldüren adama olan hayranlığımı gizlemek gibi bir sorunum yok gibi görünüyor.
Şimdiki başkanın öldürülmesini istediğimden değil. Kayıtlara geçsin ve bana atanan FBI ajanı bunu okurken zararlı bir niyet taşımadığımı bilsin; ölümle takıntılı olsam da ona karşıyım.
Ölümle birlikte, hayatta ne kadar nefret edilirse edilsin, bir aziz mertebesine yükseliyorsunuz.
Tanrı’dan uzun zaman önce vazgeçtim, ama bir şeye inanma alışkanlığını hiç bırakmadım. Bu yüzden, sonsuz yaşam inancımı yaşam, özgürlük ve mutluluğun peşine bırakıyorum.
Tarih çok güzel hikayelerle dolu. Bu işe girmemin ana nedeni bu: Tarihin ilginç olduğunu kanıtlamak istiyorum.
Bağımsızlık Bildirgesi, Anayasa, İç Savaş – bunlar üzerinde gerçekten düşündüğümde, Kızıldeniz’in yarılması kadar olası görünüyorlar.
Akademik bir geçmişim yoktu, ama bir üniversite kasabasında yaşadım ve kendini beğenmiş olmayan insanları tanıyordum. Kasabada Avrupa’dan gelen her şeyin iyi olduğu fikri vardı.
İki adamın filmleri tartışırken filmlerin gerçekten önemli olduğuna inanması hoşuma gidiyordu. Tanıdığım hiç kimse filmleri bu şekilde konuşmazdı, ama Siskel ve Ebert her filmi kendi şartlarına göre değerlendirip başarılı olup olmadığını tartışırdı.
